Şili’de Otostop Macerası
San Pedro’da geçirdiğimiz iki gecenin ardından yola koyulma vakti gelmişti. Seyahatimiz boyunca tanıştığımız insanlardan Şili ve Arjantin’de otostop ile seyahatin mümkün olduğunu dinledik. Biz de yaklaşık 1600km’lik Valparaiso yolumuzu otostop ile yapmaya karar verdik.
San Pedro’nun çıkışında ilk otostopumuzu yapmaya başladık bizden önce gelmiş olan birisi de aynı yöne otostop yapıyordu. Bir minibüs ona durunca biz de yanına gidip “biz de gelebilir miyiz?” diye sorduk. Tereddütsüz kabul etti. Calama’ya kadar gittiğini söyledi. 100 km’lik yol ayrıca Valparaiso’ya araç bulma şansımızı da bir hayli arttırırdı Calama. Biraz ilerledikten sonra iki otostopçu daha gördük. Biraz yavaşladı ama ya otostopçular anlamadı, ya da bizim şoför biraz tereddütte kaldı. Ancak 200 metre daha ilerleyip U çekti ve o iki otostopçuyu da alıp yola devam ettik. En son binen iki kişi Iquique’ye bizimle binen Victor ise Peru’ya gidiyordu. Sağ olsun bizi alan Carlos, hepimizi yolumuza otostop ile devam edebileceğimiz en iyi noktalara bıraktı.
Sabah uyanıp üzerimizi değiştirip kendimizi bir süpermarkete attık. Ekmek, peynir, salam alıp güzel birer sandviç hazırladık. Copiapo’da şehir içinde olduğumuz için bizi Valparaiso’ya götürecek yola doğru yürüdük. Bir köşede benzinlik görünce oradaki araçlardan birine bizi eğer yolunun üzerindeyse 10km ilerideki şehrin çıkış sapağına atmasını rica ettik. Ancak o kadar gitmediğini söyledi. Biz de çantalarımızı koyup, otostopa nereden başlasak diye düşünürken bir pikap daha benzinlikten çıkıyordu el işareti yapıp “Valparaiso’ya gitmek için otostop çekeceğiz. Eğer sizinle aynı yöndeyse bizi ilerideki sapağa bırakabilir misiniz?” dedik. Aslında beklediğimiz cevap “gelin bırakayım”dı. Ancak çok daha güzeli geldi. “Santiago’ya gidiyorum, atlayın sizi Valparaiso yakınına kadar götüreyim.”, 700km yol. Şehir içinde bir benzinlik çıkışında 10 km için rica ettiğimiz Gonzalo, bizi tam 700 km götürdü. Calama’da maden işinde şefmiş. Eşi ve çocukları Santiago’daymış. Bazen arabayla bazen uçakla gidip gelirmiş. Yol boyunca her konudan konuştuk. Başkanlık referandumunu bile dilimiz döndüğünce anlattık. Şili’nin Güney Amerika futbol kupasındaki başarısını, Türk futbolunu, maden işçilerini, Şili ve Türkiye’nin işçi sorunlarını, iş sağlığı ve güvenliğini, Şili’de elektronik mühendisliğinin kaç yılda ev araba sahibi yapacağını, ülkeler arasındaki araba fiyatlarını, ülke yemeklerini, ince ince masaya yatırıp, ameliyat ettik. 700 km bu şekilde çok keyfli geçti. Yolda mola vermemiz gereken yerleri gayet iyi bildiği için, sağ olsun Gonzalo bizi gezdirdi diyebiliriz. Hele yol üstünde şirin bir balıkçı kasabası olan Los Vilos’da yediğimiz deniz ürünlü empanadaları asla unutmayacağız. Ayrıca üzerine içtiğimiz tatlı şarap da Şili’nin gastronomide ne kadar başarılı olduğunun göstergesi.
Geri bildirim: Patagonya’ya Otostop | Uzaklar Yakın